Konu: Web Siteniz İçin Doğru İçerik Paz Tem. 13, 2008 6:10 pm
İçerik olmadan internet siteniz hiçbir şey ifade etmez. İşte, sitenize metinleri eklemeye başlamadan önce bilmeniz gerekenler.
İnternet ortaya çıktığından beri, zaman içinde pek çok şey değişti. Teknolojiler değişti, teknikler gelişti ve belki de en önemlisi kullanıcılar interneti önemli bir medya kanalı olarak kabul ederek, ona uyum sağlamaya başladılar.
Önce kullanıcılar internete uyum sağladı; yeterli çoğunluğa ulaştıklarında ise interneti şekillendirmeye başladılar. Nasıl bir site hazırlamanız gerektiğini belirleyen kurallar ise kullanıcıların alışkanlıkları ve beklentileri tarafından şekillendiriliyorlar. Bu yüzden kullanıcıyı tanıyıp, ne beklediklerini bilerek, ona göre davranmalısınız. Onlarla iletişim kurmak ve derdinizi anlatabilmek içinse metinlerine ihtiyacınız var. Geri kalan herşey çok iyi olsa bile, metinleri olması gerektiği gibi yazılmamış ve yerleştirilmemiş siteler zaman içinde kaybolup gittiler.
Fakat ne yazık ki bu tip sitelerin yenileri hızla çoğalıyor. Bu, kullanıcılar için kötü bir haber ama sizin için iyi. Doğru metin yazmayı öğrenerek bu karmaşa içerisinde herkesin farkedebileceği, düzgün bir site ortaya çıkartabilirsiniz. Fakat bunun için kullanıcıların alışkanlıklarını, ihtiyaçlarını ve bunları nasıl tahmin edeceğinizi bilmeniz gerekiyor.
Ziyaretciler Okumaz Sadece Göz Gezdirir Herşeyden önce, işe çok basit bir gerçekle başlıyalım: Kullanıcılar internet sitelerini okumazlar. Asıl yaptıkları şey göz gezdirmektir. Araştırmalar gösteriyor ki, bir internet sitesini baştan aşağıya okuyanların oranı sadece yüzde 16’dır. Bunun pek çok farklı sebebi var; ama en basiti monitörden bir şeyler okumanın, her zaman için kağıttan okumakdan daha yorucu olması. Üstelik insanlar internette, kağıt üzerindeki oranla yüzde 25 daha yavaş okurlar.
Ayrıca kullanıcılar, internette sürekli bir arama halindedirler. İnternet gazete gibi günlük değişen haberlerle dolu, sabit bir sayfa sayısına sahip bir mecra değildir. Ziyaretciler sayısız sayfa içerisinde sadece kendi ilgilerini çekecek konulara ulaşmaya çalışırlar. İşte bu yüzden, internetin bel kemiğini oluşturan arama motorları son derece önemlidir. Ziyaretcilerin, aradıklarını bulana kadar sitenizde yazdıklarınızı okuyacaklarını ummak ise fazlasıyla iyi niyetli bir düşünce olacaktır.
Göz Atabilecek Alanlar Oluşturun ve Az Yazın
Ziyaretcilerin sitenize sadece göz gezdirecekleri konusunda anlaştıysak, onlara bunu rahat rahat yapabilecekleri bir site hazırlayın. Paragraflar verin, paragrafların aralarını açın. Sütunlardan oluşan bir site hazırlayın. Böylece satır satır okumak yerine dikey olarak göz gedirebilecekleri alanlar oluşturun. Emin olun, sitenizin içeriği ilgilerini çekmese bile, en azından sitenizden olumlu izlenimlere ayrılacaklardır.
Basit bir kural olarak şunu bilmeniz bile yeterli olur: Siteniz için yazdıklarınızın yarısını silebilirsiniz. Normal şartlarda basılı bir dergi veya gazete için yazacağınızın ancak yarısı kadarı bir sitede yer almalıdır. Zaten yazarlığın da önemli becerilerinden biri, anlatmak istenileni daha kısa halde anlatabilmektir. Böylece gereksiz kelime yığınları yerine sadece ve doğrudan mesajınızı iletebilirsiniz. Yukarıda bahsettiğimiz gibi sürekli arama halindeki ziyaretciler aradıklarını buldukdan sonra da oyalanmayı sevmezler. Bir an önce gördükleri bilgiyi yutup bir sonraki siteye gitmek için sabırsızlanırlar.
Konuya Hakim Olun ve Bol Başlık Kullanın Boş konuşan insanlar sevilmezler. Eğer konu hakkında yeterli bilgiye sahip değilseniz hiç konuşmamanız daha iyidir. Eğer konuyla ilgili eksikleriniz varsa, yazmadan önce bunları giderin. Ya da en azından eksik kaldığınız yönleri tamamlayacak alıntılar yapın. Alıntı yaptığınızda kesinlikle kaynak gösterin. Okuyucuları hafife almayın, sizin yazınız ile bir başkasınınkini ayırtedebilecek kadar akıllı olacaklarını unutmayın. Ayrıca alıntı yaparak kaynak göstermek, konuya farklı kaynaklardan araştırma yaparak hakim olduğunuz izlenimini uyandıracaktır.
Hedef kitlenizin eğitim seviyesi ne olursa olsun, ilk olarak sadece başlıklara bakacaklardır. Kısa ve açıklayıcı başlıklar her zaman daha iyidir; çünkü bu sayede bir bakışda konu anlaşılabilir. Okuyuculara neyi okumayabileceklerini ancak bu sayede gösterebilirsiniz, ama asla öğretemezsiniz. Siz tüm yazının okunmasını istiyor bile olsanız, doğru başlıklar olmadan aradığını bulamayan mutsuz ziyaretcileriniz ışık hızında uzaklaşabilir. Bırakın ne okumak istediklerine onlar karar versin.
Yazdığınız Metinleri Mutlaka Parçalara Ayırın
İnternette yapılabilecek en büyük hata sitenizin yatay bir kaydırma çubuğuna sahip olması ise, en büyük ikinci hata da çok uzun bir dikey kaydırma çubuğuna sahip olmasıdır. Yüzlerce satırdan oluşan tek bir sayfa hem yavaş yüklenecek, hem aşağı kaydırmak için çaba harcatacak, hem de tekrar gelen ziyaretcilerin kaldıkları yeri bulmalarını zorlaştıracaktır. Uzun bir yazı yazdıysanız, bunu uygun başlıklara bölüp sayfalara dağıtın. Basit bir sistemle okuyucunun diğer sayfaya geçmesini sağlayın.
Kendinizi Geliştirin ve Türkce’yi Doğru Kullanın
Sitenizde metin varsa ve siz yazacaksanız, bu sizin büyük bir yazar olmanız gerektiğini göstermez ama en azından ziyaretcilerinize derdinizi anlatabilecek kadar yetenekli olmanız şart. Yazmak sanıldığının aksine zordur; uzmanlık ve alışkanlık gerektirir. Siz bu göreve talipseniz kendinizi geliştirmelisiniz.
Yayınlamıycak bile olsanız, zaman zaman yazı yazın. Yeteneğinizi geliştirmenize yardımcı olacak kaynaklara göz atın.Yeteneğiniz olduğuna inanıyorsanız bile, yine de yazın ve okuyun. Dünyanın en yetenekli sporcuları antreman yapıyorsa, siz de yapmalısınız. İnternetin sayısız faydasının yanı sıra belki de en büyük zararı dilimize oldu; kısaltmalar, şekiller ve İngilizce kelimelerle dolu yeni bir “şeyin” ortaya çıkmasına neden oldu. Evet, kabul ediyoruz bir yere kadar bu değişim gerekli ve sevimli de. Ama siz hangi “de” nin ayrı yazılacağını bilmiyorsanız, 7 tüm sevimlilik bir anda yok olacaktır. Eğer soru cümlelerinde “mi” yi ayırmıyorsanız sadce Hakkı Devrim’in değil, ziyaretcilerinizin de hışımına uğrarsınız. Sitenizin ciddiye alınmasını istiyorsanız Türkçe’yi doğru kullanmalısınız.
Güvenirliğinizi Artırın ve Yeniden Yazmakdan Kaçmayın İnternette, sayısını bilmenin mümkün olmadığı kadar çok sayıda yazı var. Bunları çoğunun doğru ve güvenilir bilgiler olduğunu varsaysak bile, hala geriye milyarlarca şaibeli bilgi kalıyor. Böyle bir ortamda insanların her okudukları şeye sorgusuz sualsiz güvenip inanacaklarını düşünüyor musunuz? İnanılabilir olmanız için, yukarıda da bahsettiğimiz konulara özen göstermek zorundasınız. Örneğin ilk olarak yazdığınız konuya hakim olduğunuzu hissettirmelisiniz.
İkinci konu ise görünüş. Hakkında hiçbirşey bilmediğiniz birisi ile ilgili ilk izleniminiz, onun görünüşü doğrultunda oluşacaktır. Bir internet sitesinde görünüş hem düzgün bir tasarım, hem de düzgün bir Türkçe ile gerçekleşebilir. İmla hataları ile dolu bir sayfada yaşamın sırrını bile verseniz kimse size inanmayacaktır. İmzanızı kullanın ve zaman içinde o imzayı görenler, daha önce yazdıklarınızı referans alarak okuduklarına güvenmeye başlasınlar. Angarya gibi gelecek ama bazen yeniden yazmak çok faydalı olabilir. Büyük yazarlar bile romanlarını yayımlamadan önce bir kez daha okuyup (veya okutup), gerekli gördüğü yerleri yeniden yazarlar. Asla üşenmeyin. Yazıyı bitirdikten bir süre sonra yeniden okuyun ve gerekliyse yeniden yazın.